Memento Mori (Ölümü hatırla!)

Modern zamanlar insanın öncelik sıralamasını nasıl da baştan aşağı değiştiriyor değil mi? Asıl önemli konuları arka plana atıp öncelikleri yanlış alanlara vermek işten bile değil bu dönemde. Hepimiz için o son çıkan model telefonu almaktan daha önemli ne olabilir ki hayatta? O telefonu alabilmek için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmak? Bu nedenle yakalandığımız hastalıklar? Ailemizle geçiremediğimiz o değerli vakitler? Gerçekten de o telefonun daha önemli olduğuna inanan kaç kişiyiz şu hayatta?

Ölüm üzerine düşünmeyi reddederiz çoğumuz. “Aman aman kötü şeyleri getirme aklına”, “Aman Allah korusun!” dediğinizi duyar gibi bu kulaklar. Ancak ölümün kötü olduğuna kim karar verdi bilinmez. Belki de hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olan ölüm kavramı yaşadığımız hayatı anlamlı kılmanın tek yoludur, ne dersiniz? Bazen olaylara bakış açılarımızı değiştirmeliyiz derim ben. Memento Mori, tam tersine ölümü çok yakınımızda tutmanın mutlu bir yaşam geçirmenin altın kuralı olduğunu söyler. Aslında kültürümüzde “Ölümden başkası yalan!” ya da “Ucunda ölüm mü var?” deriz ya, işte tam olarak Memento Mori’nin özeti budur. Zira hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak bizi hırslarımızın ve ihtiraslarımızın pençesinde oradan oraya savurur. Bir gün öleceğini ve sevdiklerinin göçüp gideceğini sık sık hatırlayan insan yaşamın kıymetini bilir, ailesini üzmez, seyahat eder, yaşamdan keyif alacak aktivitelere zaman ayırır. Öyle ya, madem öleceğiz neden hiç ölmeyecekmiş gibi entrikalar, tutkular, kötü niyetler, üzülmeye değmeyecek konularda duyulan kaygılar, daha fazlasına sahip olma arzusu benliğimizi ele geçirir? Neden erdem ve bilgece yaşamdan kaçarız? Çünkü öleceğimizi unutmak isteriz. Çünkü ölümden korkarız. Çünkü ölüm insanın korkunç sonudur.

Yoksa siz hala halıya dökülen ayranın, misafir gelmeden yetiştiremediğiniz pilavın ya da iş yerinde yanlış yaptığınız raporun stresinde boğulup duruyor musunuz? Hemen en yakın mezarlığa gidin ve yeni ölmüş bir insanın mezarını ziyaret edin. İnanın 1 hafta önce bu insan da tatile en sevdiği elbisesini götüremediğine yanıyor, pantolonundaki lekeyi temizleyemediğine hayıflanıp duruyordu.

Eğer fark ettiyseniz etrafınızda, ölümle burun buruna gelmiş insanlar hayatı daha keyifle yaşamaya, gerçekten önemli konuları önceliklendirmeye başlarlar. Eğer yaşarken ölmek istemiyorsanız, siz de bir gün fiziken yok olacağımız gerçeğini en azından günde bir defa düşünseniz iyi olur.