Platon’un Mağarası

“Gözlerime inanamıyorum.” diye bir söz vardır. Evet doğru yapıyorsun gözünle gördüğüne bile hemen inanma. Platon’un savunduğu düşünceye göre karanlıkta siyah gördüğümüz bir elma aslında siyah değildir. O halde sırf göz öyle görüyor diye bir elmanın siyah olduğuna inanmak hangi mantığa sığar? Platon, sorgulayan ve zincirlerinden boşanmış bir zihnin görünen şeyler ile asılları arasındaki farkı görebileceğine inanır. Yaptığı mağara benzetmesinde de mağaraya esir edilmiş bir grup insan dünyaya dair tüm gerçekliğin mağara duvarlarında gördüğü manzaradan ibaret olduğunu sanır. Gün gelip bu esirlerden biri kurtulup dış alemle yüzleşince görünenin gerçeklik olmadığını yalnızca gerçekliğin kusurlu bir taklidi olduğunu anlar.

Dış alemde “İdealar” yani değişmez ve kusursuz bir evren vardır ki bunlar ancak düşünce yoluyla keşfedilebilir. Öte yandan Platon’un Mağara betimlemesinde mağara, değişkenliği ve duyularla kavranan görüntüler dünyasını temsil eder. Görüntüler ancak ve ancak ideaların bir yansıması ya da kopyası olarak varlık gösterir. Bu ideaların babası “İyilik”tir ve Platon bu tür kavramların insanın ölümsüz ruhunda halihazırda var olduğunu, bedenlerin bunu yalnızca hatırlamakla yükümlü olduğunu vurgular. Örnekler muhteliftir. Adil bir yargıç adalet ideasının aslında bir kopyasıdır. Bizler içten içe adalet ideasını kavramsal olarak bilir ve bu yargıcın adaletli olduğuna kanaat getiririz. Öte yandan adalet ideası ne kişiden kişiye, ne zamandan zamana, ne durumdan duruma değişir. Her zaman var olan, var olmaya devam edecek ve duyusal değil düşünsel olan hakikattir.

Her ne kadar Stoacılar tam tersine bilginin tam olarak duyularla elde edileceğine inansalar da algılarımızın veya kavrayışımızın yanlış olma ihtimaline de her zaman açık kapı bırakırlar. Görünene inanmama konusunda Stoacı anlayışla Platon’un düşüncelerinin kesiştiğini düşünüyorum. Kıbrıslı Zenon der ki, insan dış dünyada gözlemlediğine doğrudan inanmamalı, önce onun doğruluğunu kabul edecek bir kavrayışa sahip olmalı ondan sonra bilgeliğe yelken açmalı. Diyelim ki karşıdan bir adam elinde bir cüzdan ile koşarak geliyor. Görünüşe göre bu adam bir hırsız ki arkasından biri kovalıyor. Bu adamın kesin hırsız olduğunu kabul etmek yerine önce adamın gerçekten birinin cüzdanını çalıp çalmadığını anlamalı ve daha sonra gördüğümüzü kabullenmeliyiz. Belki de adam cüzdanını düşüren birine cüzdanını geri vermek için koşuyordur kim bilir?

1 Yorum

  1. […] sozturkk tarafındanNisan 5, 2023Haziran 16, 2023BAŞLIKLAR Danaos Kızları Stoacılık Machiavelli ve “Prens” Platon’un Mağarası […]

Yorumlar kapalı.